9 Aralık 2011 Cuma

Aşure Günümüz

Efendiiim,  malumunuz, pek muhterem aşure zamanı geldi çattı...
Ola ki konu komşudan aşure gelmiyorsa,  bendenizin aşure zamanının ne zaman olduğu ile ilgili hiç bir fikri yoktur,  ancak Vikipedia diğer birçok şey gibi bununla ilgili de açıklama yapmayı kendine borç saymıştır:))
 Buyrun okuyun:
http://tr.wikipedia.org/wiki/A%C5%9Fure_G%C3%BCn%C3%BC

Haa, derseniz ki, eğer o kadar ansiklopedik bilginin yanında tadını tarif edebilir mi? Hiç sanmıyorum...

Genellikle benim zayıflamaya niyet ettiğim zamana denk gelmesi bir tesadüf müdür yoksa zayıflamamamı söyleyen  ilahi bir mesaj mıdır  pek bilemesem de sonuçta aşure zamanı başladı. Ben her ne kadar çok zahmetli olduğu için  yapmayı hiç denemesem de sevgili eşim  geçtiğim yıllardan birinde üşenmeyip 41 çeşit malzeme katarak bir aşure yapmış, ve bizim Aynur Sultan'ımızdan "ben 40 yıllık aşçıyım, böyle aşure yapmadım" iltifatıyla karşılayıp göğsünü gere gere gezmiştir:)) Şimdi aşure yapmak için illaki koca koca kazanlar talep ettiğinden bir sonraki aşure olayımızı kısmetse Topkapı Sarayının mutfağındaki kazanlarda yapmayı planlıyoruz:)))

Topkapı sarayının mutfağından çıkıp bizim ofise dönersek; Akgül ablanın aşuresi de pek güzel olduğu için  kendisi sadece bizleri düşünerek hiçbir tehdit ve baskı altında kalmadan gönüllü olarak ofisimize gelerek biz kuzucuklara aşure pişirmiştir...

Meğer aşure pişirilirken dua okunurmuş, daha bereketli olsun diye... Bizim ofisteki kızlar doluşmuşlar mutfağa, haldır haldı kim ne dua biliyorsa okuyor:))) Tabii ben de hemen bi el attım..Aaaaa ama önce tencere maceramızı anlatmam lazım size; Türkan abla (Akgül ablanın kızcağizi:)) dünden, annesinin talimatları gereği fasulye, nohut falan ıslattı.Aşurenin diğer malzemeleri bu sabah marketten alındı, Akgül hanım haşlanmış yarmayı(buğdayı) zaten gelirken getirmişti ki bir de ne görelim... Ofisteki tencereler aşure için yeterli büyüklükte değilmiş.. Eyvaaaaah...
Hemen mahalledeki komşulara haber salındı, karşıdaki pastaneden tencere var haberi gelince  Türkan abla koştur koştur almaya gitti. Tabii o hemen geri gelmeyince ne oluyor diye bende pencereye koştum..Türkan abla pastaneden bu olmamış, küçük diye işaret ediyor. Şantiyemizin köşesindeki çiçekçi can hıraş bir şeklide bizim için büyüüüük boy bir tencere -daha doğrusu kazan- araştırıyor. Sonunda, sokağın köşesindeki mezeciden 2 saatliğine ödünç alınan koca bir kazan bulundu da rahata erdik:))))



Akgül Sultan  aşuresini doya doya kaynattı, pişirdi:)
Bende çorba da  illaki tuzum bulunsun diye(olmazsam olmazım ya) süslemesine yardım ettim.




Sonuçta ortaya bir sürü konu komşuya dağıtılan süslü püslü aşureler çıktı:)) Hepimiz afiyetle yedik. 
Şimdi, eğer kalırsa, ikinci tura dönmeyi bekliyoruz:)))

Aslında böyle uzaktan baktığında ve sadece 2 saatte piştiğini görünce acaba denesem mi diye aklımdan geçmedi değil...
Gerçi geçen gün çok canım çektiğinde aldım bir paket  Dr.Oetker'in aşuresini. (onun aşuresi bana göre biraz fazla tatlı oluyor)  yaptım.4 kase çıktı doya doya yedik. Eşim eve gelince nerden çıktı aşure dedi bende Dr.Oetker sağolsun dedim:)) >Ama en bombası Dr. dedim diye "doktoy Afşin mi" diyen oğlum oldu:))) 

Ps: Afşin : Oğlumun Özel Göztepe Hastanesi'ndeki doktoru Afşin Ünver. Süper bir doktor , ilgili,sevecen, muzır, ve rahat bir doktor... Biz ailecek tavsiye ederiz:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder