15 Şubat 2012 Çarşamba

Portakal Kabuklarım...

Küçükken babaannemin yaptığı benim en çok severek yediğim şeylerden biriydi portakal reçeli.  Ondan sonra yediğim hiç bir reçel bana babaannemin yaptığı o tadı vermedi. Ki kayınvalidem bile bin bir çeşit reçel yapar. Onda bile yoktu çocukluğumun tadı...
 Zaten son zamanlarda, yediğimiz portakalların kabuklarını atmaya kıyamadığım için buzluğa koyuyordum. Sütlaç falan yaparken çıkarıp minicik bir rendeyle aroma olsun diye rendeliyordum.Ama geçenlerde,buzluğu açıp da birkaç torba halinde dondurulmuş portakallar firar etmeye çalışınca dedim ki bunlar öyle rendelemeyle falan tükenecek gibi değil, ben bi reçel yapayım...
Eskiden olsa hemen yemek dergileri karıştırılır, tarifler karşılaştırılır gramajlar falan ölçülürdü. Ya da biraz daha yakın zamanda anneni, ablanı ya da yemeklerini beğendiğin birisi aranır tarif alınırdı...
 Oysa ben artık  canım bir şey istedi mi hemen açıyorum interneti hooop en hoşuma giden ve en pratik (tembel işi olan)tarif  hangisiyse onu deniyorum: ) Bu seferki denememde öyle oldu...
 Portakal reçeli yapmaya karar verdim, arama motoruna "Portakal Reçeli" yazdım. X Usta'dan yemek tarifleri  seçeneklerini eledikten sonra mutfaksirlari.com da basit, samimi  ve kolay bir tarif buldum:)
Tabii aslında tarifi adam gibi okusam sorun olmayacaktı:)) Önce tarifi okudum sonra aa kolaymış dedim. başladım portakalları kendi istediğim şekilde kesmeye.... Site sahibi  küçük ve küp küp doğramıştı, ben babaannem usulu uzun uzun kestim. Sitede portakalları önce kesip sonra  haşlamıştı, ben önce haşladım sonra doğradım.
  Tabii ki bende sonuç önemli olduğu için ayrıntı çok önemli değildi... Ha Veli Ali ha Ali Veli durumu yani...

Neyse ki buraya kadar bir sorun yok. Bu arada ben daha önceden portakal suyu olarak tükettiğim portakal kabuklarını da posası ile birlikte haşladığım için hem kabuk, hem de azıcık posalı oldu.  Bir kere haşladığım portakalları uzun uzun kestikten sonra ( bu arada reçel de portakal kabuğunun azıcık burukluğu kalsın isterseniz benim gibi 1 kere haşlayın, yok buruk olmasın derseniz 3 kere suyunu değiştirerek haşlamanız gerekiyormuş) , doğradığım portakalları tencereye koyup üzerine 4 su bardağı şeker ve 2 su bardağı suyu ilave ettim.Tencereyi ateşe oturttum (Portakallar da  yaklaşık 3 su bardağından az bir şey  fazlaydı.)

Tam internete bakıp eksik bir şey var mı diye bakarken fark ettim ki yine tarifi "anladım nasıl olsa" diye adam gibi okumamışım..

 Meğer su ve şeker önce kaynayıp kaynaşacak ve hafifçe şerbet kıvamına gelirken, portakallar devreye girip reçel olması için içine atılacakmış... Ben bir yandan tarifteki resimlere bakıp bir yandan da kendi tenceremdeki manzarayı karşılaştırıp  "tüh ya n'olucak şimdi bu kadar malzeme? hadi şeker ve suya acımam da portakal kabuklarımı ziyan etmem"diye debelenirken,  açtım çekmeceyi, buldum bir kepçe, başladım üzeri şekerle kaplı portakal kabuklarını tenceredeki suyun içinde bir sağ, bi sol çalkalayıp şekerinden arındırarak başka bir kaba aktarmaya... ( Ne de olsa demokrasilerde çare tükenmezmiş:)
Haa bu arada tarifte 2 su bardağı suyun yanı sıra 1 su bardağı da portakal suyu yazıyordu. Evdeki portakallarım yemelik olduğundan, sıkmaya ziyan etmemek adına ben mandalina suyu sıktım içine... 

Bütün portakal kabuklarımı kurtardıktan sonra, tenceredeki su ve şekeri muhabbeti koyulaştırsınlar diye baş başa bıraktıktan bir süre sonra geri gelip, artık takati kalmamış portakal kabuklarımı da bu muhabbete dahil ettim:))) 50 dakikaya yakın kaynatıp  (sitede, suyunu bir çay tabağına damlatın hafif koyulaşmışsa altını kapatın , çünkü soğuyunca daha da kıvamlı oluyor ) yazılıydı. Tabii bu kıvam olayı  herkese göre değiştiğinden, ben süreyi  baz alıp 50 dakika sonra başına gittiğimde portakal reçelimin çok güzel bir turuncu renge döndüğünü gördüm. (bana göre altın rengine) "Acaba olmuş mudur" diye diye biraz daha karıştırdım Sonunda "olmuştur  herhalde" diyerek ocağın altını kapattım. İçine yarım limon suyu sıktım. Sıcak sıcak kavanozlara koydum. Biri büyük biri orta boy olmak üzere iki kavanoz reçel çıktı. Açıkçası tadı - bana rağmen-çok güzeldi ve babaannemin reçeline benzemişti:)) Aman diyeyim siz siz olun tarifi adam akıllı okuyun. benim gibi cebelleşmeyin sonra:)  Hadi bakalım iyi denemeler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder